20 Mart 2014 Perşembe

Gülse Birsel Başbakan'dan teklif bekliyor.

ATV'de Başbakan'la yayına çıkan gazetecilerin sorduğu ve sormadığı sorularla dalgasını geçen Gülse Birsel Başbakan'a soracağı soruları da paylaştı. "Başbakan akredite etse Pulitzer ödülüm cepte!"diyerek söze başlayan Birsel, AK Parti ve Erdoğan'ı gazeteci olarak takip etmek istediğini vurgulayıp "Sanırım bu sorularla akredite olmayı hak ediyorum ve her an bir mitingden  teklif  bekliyorum!" dedi.
İşte Birsel'in yazısındaki ilgili bölüm:

ACAR GAZETECİNİN AMANSIZ SORULARI!

Madem Hürriyet’te bir köşe sahibi oldum, artık Başbakanımın mitinglerini takip etmek isterim! Hem ülkeyi gezmiş olurum, hem de farklı şehirlerden vatandaşlarla tanışma imkânı bulurum. Örneğin İzmir mitinginde bol bol Ankaralı, Kayserili, Manisalı olduğu söyleniyor. Ben İzmirlilerden sıkılmışım arkadaş, eşim dostum, oynadığım karakter bile oralı. Bambaşka illerden vatandaşlarla fonda İzmir’in güzellikleri eşliğinde kaynaşma fırsatı bulmak az şey mi? Dolayısıyla Başbakan’ın konuk olduğu programı seyrederken bu önemli meslektaşların gazeteciliğinden feyz almaya çalıştım. Erdoğan’la bir gün söyleşi yapmak kısmet olursa, kafamda aynı sertlikte bazı sorular var:

SAYIN BAŞBAKAN TOP YUVARLAK MIDIR?

“Çiçek sever misiniz?”

“Sabah kahvaltısında çay mı kahve mi tercih edersiniz?”

“Anadolu’yu gezerken bol hamur işi ikram ediliyordur, formunuzu nasıl koruyorsunuz? (Burada, tutup hamur işlerini sayayım diye heyecandan “kurabiye” lafı edilmeyecek, aman ha! Onun yerine, o vakte kadar ağız alıştırılıp “kahke” kelimesi kullanılacak. Hem daha da geleneksel ve muhafazakâr geliyor kulağa!)

“Futbolda şampiyonluğu iyi olan kazansın mı?”

“Ve Sayın Başbakan, sizi bu soruyla biraz zorlayacağım ama top yuvarlak mıdır?”

Tabii bu sorular ani sorulmamalı. Önceden danışmanlara verilir, cevaplar netleştirilir, sonra yayında, o anda aklıma gelmiş gibi patlatırım ben. Sanırım bu sorularla akredite olmayı hak ediyorum ve her an bir mitingden teklif bekliyorum!

GÜÇLER AYRILIĞI: RECEP, TAYYİP VE ERDOĞAN

Son yıllarda basının kimliği bayağı değişti. Eskinin ikide bir soru soran, sıkıştıran, yerli yersiz muhalefet yapan tatsız basınından büyük ölçüde kurtulduk! Örneğin yolsuzluk iddialarının ilk çıktığı günlerde TRT’nin haberlerini seyrettim. Nasıl tatlı. Komik kediler, kuru eriğin yararları, Gönen İğne Oyası Festivali... Ana Haber’de muhabbet bal olmuş!

Demokrasinin üç gücü, yasama, yürütme ve yargı, dördüncü gücü ise basındır derler. Kanımca “ileri demokrasi” için bu listeyi yeniden yapmalıyız. Birinci ikinci üçüncü güçler: Recep, Tayyip ve Erdoğan.

Dördüncü güç nedir? Bence bal!
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder